Aykut Kocaman'a "Kabus nedir?" diye sorsanız, "ikinci dakikada
Başakşehir'den gol yemek" diyebilirdi. Fikstürde Fenerbahçe adına
numara çeken arkadaşın, o gündeki yıldızlarla olan ilişkisini bir
astroloğa yorumlatmak lazım elbette. Evinizdeki ilk maçı
Trabzonspor, ikincisini Başakşehir, üçüncüsünü Beşiktaş ile
oynuyorsanız, "Bir dakika dur be kader, bir nefes alayım" deme
hakkınız da oluyor. Aykut Hoca'yı sınayan ilahi kuvvet, yedinci
resmi maçına (G.Birliği) kadar santrfor da vermemişti kendisine.
"Kasamızda 100 milyon Euro var" diyen kulüp başkanı ise hafta
içinde "Transfer yaparsak batarız" cümlesini kuruyordu. Transferin
son gününde aldığın santrforu, bir gün sonra ligin en organize
takımı karşısında oynatmak zorunda kalıyorsun.
Peki; bu şartlarda bu maçın yorumunu yaparken, hangi yörüngeyi
kullanmalıyız. Abdullah Avcı'nın "kusursuz makinası" 2-0'ı cebine
koyduktan