Son haftalar oyunu da unutturdu sahadakilere, sezon ezberlerini
de... Başakşehir'in kendi oyununu kaybetmesi ve iki kırmızı ile
maçı tamamlaması, Kadıköy'deki Fenerbahçe kadrosunu da "elikolu
titreyenler" haline getirdi.
İlk 45'i yine boşa geçirip, orta sahada rekor top kaybı ile
tamamladılar. İki 'altı' numara Josef ve Topal, stoperlerini
rahatlatamadıkları gibi öne doğru, hızlı pas üretemediler.
Bursaspor'un dirençten bir an bile vazgeçmeden oynaması, adam
eksiltmenin önemini de ortaya çıkardı.
Aykut Kocaman'ın hemen Valbuena'yı sahaya atması, takımın da,
tribünlerin de havasını değiştirdi. Ofansif olarak daha etkili ve
çabuk gelmeye başladı Fenerbahçe ama Bursa da orta sahayı rahat
geçip, çok oyuncu ile pozisyon üretti. Mustafa Er yaşadıkları
sorunlara rağmen tüm oyuncularını maçın içinde tutup, kazanmayı
isteyen akılla oynatıyordu.
Bu yüzden Valbuena opsiyonu, kayıp toplar, orta sahadaki baskının
gecikmesi, gol de getirdi. Maçın artan zorluk derecesi, bu noktada
seyircinin devreye girmesiyle aşılabilirdi. Rakiplerinin bu silahı
Aykut Hoca da yoktu. Aksine bir hata sonrası Volkan'ın kabusu da
oldular. Bir yandan rakip, bir yandan skoru tutmaya başlayan kendi
tarafı.Fırat Aydınus'un Titi'ye gösterdiği kırmızı kartla birlikte
Bursaspor kalecisi Harun ile olan maç başladı. Pozisyondaki kırmızı
kart yorumuna katılmadığımı da belirteyim. 90'da Şampiyonlar Ligi
için ilk bileti ceplerine koydular. 6'da 6 yaptılar. Son sözü
kimseye bırakmadan yollarına devam ediyorlar. Maçı teknik olarak,
kararlar açısında tartışacağız elbette. Ancak fırtınaların içinden
geçerek geliyor Aykut Kocaman ve oyuncuları. İyidir-kötüdür fakat
kazanmak dışında çareleri olmadığını bilerek sonuna kadar mücadele
ediyorlar. 32. maç bittiğinde müthiş bir "tekzip" metni var
ellerinde. Detayını konuşuruz.