Öylesine istekli ve agresif başladı ki maça Fenerbahçe, "Bu maçı
kazanacaklar" fikrini yarattı. Yakın oynadılar, temaslı mücadele
ettiler, topu bir an önce kapmak adına da birbirlerine yakın olmaya
çalıştılar. İlk yarıda da bulabilirlerdi istediklerini, ikincisinde
aldılar.
Maçın kazanılmasından öte anlamı vardı aslında. Ligdeki kötü
sonuçlar ve pazar günkü Başakşehir maçı öncesinde, bir sinerji
yaratması gerekiyordu. Maç oynanacağı gün sosyal medyada Fenerbahçe
adına rastlanmaması, çok ciddi bir taraftar umutsuzluğuydu
aslında.
Cocu üçlüye dönmesini, "Rakibimiz defans yapacak" mantığıyla
açıkladı. Rize maçının ikinci yarısındaki gibi bir ortam ve sonuç
aldığı bir düzen üstünden hareket etti. Rize maçına da sonuç
verdiğine inandığı Beşiktaş takımıyla çıkmıştı. Oyuncu profili veya
yeteneği yerine haftalık performanslarla karar veriyor gibi. Umarım
Başakşehir maçına, "kazandık" diye bu düzenle çıkmaz.
Eljif ve Ayew dünkü performansları ile artık kendi alanlarını da
oluşturdular. Özellikle Eljif'in alternatif olmaktan çıktığını
görmek gerekir. İki gollü Slimani kadro içindeki en güven verici
isim iken, topla barışıklığı Eljif'i de ikinci aday yaptı.
Böyle üstün bir oyun ve kazanma duygusu gerekliydi Fenerbahçe'ye.
Zagreb'in Brüksel'de kazanmasıyla grupta da iddialı duruma
geldiler. Zorlu pazar günü öncesinde morallendiler. Taraftarı
tekrar arkalarına aldılar. Stratejik akşamda, her şey Fenerbahçe
için güzel oldu.