Riga'da ilk yarı bittiğinde top yüzde 65 bizde kalmış, rakibimiz yedi korner atmış. Nasıl anlatılır ki… Onlar istediklerini, planladıklarını yapmışlar ama biz ayağımızdaki topu hamur gibi yoğurmuşuz.
İkinci 45 daha farklı oldu.
Kaybedeceğimiz bir şey olmadığını da golü kalemize atınca anladık. Serdar Dursun, sonra da Halil hamlesi geldi kenardan. Yani; taktik-maktik yok; bam bam bam… İşe de yaradı bu durum. Burak'ı çok rahat kontrol ediyor, top ona yaklaştığında üç kişi birden çevresini sarıyordu. Bu kez kime bakacaklarını şaşırdılar ve alan bulmaya başladık.
Birden bire goller kaçmaya başladı. Biz kötü vurduk, Cengiz'in vuruşunu kaleci kurtardı, karambolde şanslılardı, biz beceriksizdik vs… Ama "ah" dedirten Milli Takım heyecanını da özlemişiz açıkçası.
Halil, ayak içini auta vurduğunda başımız...