Ancak maçın teknik yeterliliği veya yetersizliği gözümüzün önüne
serildikçe, devam etmesi anlamsız olanlar da kendilerini belli
ettiler.
Antalya'nın ilk golünde Sadık'ın aldığı pozisyon veya müdahale
aklı, Mehmet Ekici'nin temposuzluğu, yeni sezonda yine aynı
dertleri taşımaları demek. Transfer yasakları sürerken, bu
kararları vermek de öyle kolay olmuyor. Ancak bu sıkıntıların
bedeli, en önemli emekçiye; Mehmet Topal'a fatura olarak döndü.
Tribündekiler toz konduramadıkları "top kırıcılara" olan
öfkelerini, sezonun belki de en fedakâr oyuncusuna fatura etti. İyi
veya kötü oynadığı birçok maç vardır ama kötü koştuğu tek maçı
bulamazsınız Topal için. Kibir ve öfkenin hedefi olarak seçilmesi
de sürpriz değil aslında. Oynayan oyuncunun protesto edildiği
günlerdeyiz. Tribün raconu bile bitmiş Kadıköy'de... Yazık.
Son maçın sıkıcılığından kurtulmak adına, Bülent Korkmaz'ın klasik
taktiğinden uzaklaşıp, takımını öne gönderdiği bir maç
oldu.