BU haftanın öncesinde de gördüğümüz, sonrasında da çok çok göreceğimiz, klasik Fenerbahçe maçlarından biri oldu. Antalyaspor 11 oyuncusu ile kendi sahasında çoğunluğu ele geçirip, 'oynama-oynatma' modunu kullandı. Bu direnci ancak öne geçerek kırmaları gerekirken, baskıdan kaybedilen top ile altıncı dakikada da geriye düştü Fenerbahçe. Zor ve daha zor arasında seçim yapma şansları da kalmadı. Bundan sonrası sabırla denemekti. Emre Belözoğlu iyi yönetti bu pas trafiğini. Ağırlıkla sağ kanattan Isla ile gelmeye çalıştılar. Ancak ne Ozan ne de Muriqi, Isla'ya defans arkası koşu yaptırabildi. İki Antalya stoperi Muriqi'i kilitleyip etkisizleştirirken, faul sayısını da minimumda tutarak duran top fırsatlarını da törpülediler Fenerbahçe için. İkinci yarının ilk 15 dakikasında iki yüzde yüz gol fırsatı da genç Altay'ın ve Vedat Muriqi'in hamlelerine takıldı. Maçı 'tek kaleye' çeviren Fenerbahçe için çok başka bir tabela da konuşulabilirdi. İptal edilmiş uzun santrforuna rağmen, topu yere indiremeden sürekli yüksek toplarla bir hata aradılar. Bir verkaçta Kruse, diğerinde Emre etkili sızmalarla pozisyon hazırladı. Zajc hamlesi, ikinci yarıdaki üç etkili pozisyonu sahiplendirdi. Şöyle de diyebiliriz, frikiklerde baraja beş oyuncu girer. Antalyaspor ceza alanına gelen her topta, kalesinin önünde sekiz oyuncuyla durdu. Anlayın yani 'tek' taktiği. 44 kere rakip ceza alanında topla buluşulup, neden gol olmadı diye merak edersiniz belki. Ülkemizin bu tip yenilgilerdeki normal yorumu artık, "Bu futbolumuzu ileriki haftalara taşımalıyız" veya "Galip sayılır bu yolda mağlup" olabilir. "Böyle oynasınlar, yenilsinler" diyen Fenerbahçeliler de vardır. Evet, isteğe, kazanmak için üretilen arzuya bir şey denemez. Başta da yazdığımız gibi, bu...