Sezon başından beri takımı hücumda yöneten iki oyuncuyu; Kerem
ve Mertens'i kulübede tuttu Okan Buruk. Tete ve Ziyech ile 'duble'
sağ kanat tercih ederek, tek atak yönlü bir sisteme gitti.
Elbette tutmadı bu yöntem. Barış sol tarafa hareket getiremediği
gibi, İcardi markajda kayboldu. Ziyech'in
attığı gol ustalık eseriydi, belli bir
planın değil.
Ama ne yaptı Galatasaray; önde baskıdan vazgeçmediği gibi rakibi de
kendi sahasında tuttu. Sanki üç gün önce
oynayan Başakşehir takımıydı. Büyük takım
refleksini, kendilerine olan güvenlerini net şekilde ortaya
koydukları gibi, gittikçe düşen tempo içinde 'o anı'
beklediler.
Kağıt üstünde zor olan maçı sakin kalarak, ustalıklarına güvenerek
oynadı Galatasaray takımı. Kazımcan'ın sakatlığıyla defans dengesi
değişti ama sahaya ayak basışları aynı kaldı. İkinci
yarıda gelen Kerem hamlesi hemen
sonuç verdi. Aslında Kerem yoksa İcardi de yok.
Genç oyuncu penaltıyı aldı, Arjantinli golünü attı.
Emre Belözoğlu arkasında temposu diplerde, yetenek seviyesi
sınırlı, sıradan bir kadro bırakmış....