Bir hafta önce Galatasaray'ı sahasında yenmiş takımın maçına 8
bin 500 biletli seyirci geliyor. Şampiyonlar Ligi'ne katılma
şansına yaklaşmış, üstelik maç sonrasında teknik direktörü açıkça
çağrı yapmış ama Fenerbahçe taraftarı yine tribünlere
gelmiyor.
Eskiden olsa, Galatasaray galibiyetini anmak-kutlamak veya
oyuncuları onurlandırmak için bile maça gitmek bir bahane
olurdu.
Böyle bir durumda Aziz Başkan çıkıp;
"Bana küs değiller, ekonomik nedenler" diyebiliyor. O öyle
inansın ama, bir sezon kale arkası tribünü taraftara küserek
kendisinin kapattığına değinmiyor elbette.
Ya da bu sezon, kendisini protesto eden tribün bloklarına kombine
satışını yasaklatması gibi.
Nereden bakarsanız bakın; Fenerbahçe seyircisiyle coşan - koşan bir
takımdır. İki sezondur tavır koyup, "Onlar mı yaptı,
ben yaptım" kibrine, "O varsa, biz yokuz" duruşuyla
cevap verdi. Görünen şu ki; "O'nun" umurunda olan seyirci
değil, kendi ikbali...
Rize maçı başlamadan önce kendi sahasında 16 puan kaybetmişti
Fenerbahçe. Tribünlerine ilgi olan maçları kazanan bir ekibin,
kendi evindeki yalnızlığında, başka bir dermansız ve amansız 90
dakika yaşandı. Performanslar elbette tartışılacak.
Şener yine bir hatanın ve yenilen golün sahibi oldu. Kendini
affettirmek adına topa çok koştu, sorumluluk almak istedi ama
hatalar devam etti. Ozan değişikliği kaçınılmaz hareketti.
Ama; Fabiano sakatlıkla yerde yatarken, Emenike değişikliğini
yapmak hangi mantık. Bekle kalecinin durumunu, kararını bir kez
daha gözden geçireceksin belki de.