Bugüne kadar ortada bir iş bölümü vardı sanki. Kimin ne işle ilgileneceği daha bir belliydi. Henry Kissinger politikadan, uluslararası gelişmelerden filan bahsederdi. Biz de o kompartımanda onu dinlerdik. Mühendisler, yeni teknolojileri geliştiren startup’ların kurucuları, girişim sermayedarları AI’dan (Artificial Intelligence-sentetik zeka)bahsederlerdi. Biz hayatımızın bu kompartımanında onları dinlerdik.
Ama bu yıl, Henry Kissinger AI dedi. Üstelik Amerika’nın bu alandaki lay lay lom tavrını da eleştirdi. “Geri kalıyoruz.” filan bile dedi. Henry Kissinger dedi! Doğrusu ya, artık, yeni teknolojilerin ülkeler için bir ulusal güvenlik meselesi haline geldiğine, bundan daha iyi bir delil bulunamayacağı kanaatindeyim. Gelin meramımı anlatayım ve Türkiye için bir kaç sonuç çıkartayım.
Kissinger ne dedi?
Henry Kissinger artık 95’ine vardı. Ama hala faal. Bugünlerde adını en çok Amerika Başkanı Trump’ın eski danışmanı Steve Bannon ile birlikte duyuyorum doğrusu. Kissinger, 1971’de Çin’e giden ilk Amerikan Dışişleri Bakanı’ydı. O zamanki Amerika Başkanı Nixon’ın Çin açılımını o hazırladı. O gün Çin, Sovyetler Birliği’ne karşı Amerika’ya lazımdı. Bugün ise Bannon ve Kissinger Rusya, Çin’e karşı Amerika’ya lazımmış gibi davranıyor doğrusu. Ne bileyim?
Kissinger, Amerikan The Atlantic dergisinin Haziran sayısında yayımlanan makalesinde AI konusunu mealen şöyle gündeme getirdi: “Bundan üç yıl önce bir uluslararası toplantıda ben salondan çıkamadan, AI konulu bir oturum başladı. Hiç işim olmaz diye kalkmak için toparlanırken, başlayan ilk sunumun Çinlilerin Go oyununu oynayacak sentetik zeka programı AlphaGo üzerine olduğunu gördüm. Merak edip oturdum. Silikona dayalı zekaya ilgim böyle başladı.”
Aydınlanma, fikir ile başladı ve sonra teknolojiyi yarattı. Şimdi fikrini arayan teknoloji devrindeyiz