Bitcoin alım satımında, Türk Lirası cinsinden yapılan işlemlerin
ilk 10’da olduğunu biliyor muydunuz? Ben de geçen gün coinhills.com
sitesine bakarken öğrendim. Birileri Güney Kore Wonu cinsinden
bitcoin işlemlerinin artış hızından bahsediyordu, ilgili siteye
oradan gittim.
Liste şöyle: İşlemlerin yüzde 45’i Japon Yeni cinsinden ve
Japonya’da oluyor. İkinci sırada, toplam işlemlerin yaklaşık yüzde
32’sini oluşturan Amerikan Doları cinsinden işlemler var. Üçüncü
sırada ise Kore Wonu cinsinden yapılan işlemler var. İşlemlerdeki
payı yüzde 12 civarında. Türk lirası cinsinden işlemler, Brezilya
Reali cinsinden işlemlerin hemen ardından onuncu sırada yer alıyor.
Real cinsi işlemler, toplamın binde 5’i. Türk lirası cinsinden
işlemler ise toplam bitcoin alım satımının binde 3’ü dolaylarında.
Ben baktığımda böyleydi. Rakamlar 12 Aralık saat 15:14 itibarıyla
geçerli.
Bu aslında “Türkler, bitcoin ticaretinde ilk 10’da.” demek anlamına gelmiyor. Amerika’daki banka hesabınızdan, Amerikan Doları cinsinden bitcoin işlemleri yapmak da mümkün sonuçta. Kesin bizimkilerin bir bölümü de oradadır derim ben. Bu ne demektir? Şudur: Bitcoin işlemleri söz konusu olduğunda, Türkler o kadar da geride yer almıyorlar. Neye rağmen? Bilir bilmez, “Bitcoin işlemi yapmak caiz değildir.” diye laf edip, köşe yazısı yazanlara rağmen. İnsan bunlara bakınca matbaanın Osmanlı’ya gelişinin gecikmesine hiç şaşırmamak gerektiğine anında karar veriyor doğrusu. Rahmetli Uğur Mumcu’nun “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar” tanımlamasına fevkalade uyuyordu bitcoin konusunda okuduğum hüküm yazısı. Saklıyorum bu yazıyı doğrusu. İbretlik. Bir köşeye not ettim: Size, bir an önce bitcoin işlemi yapmak neden caizdir anlatacağım.
SPK’da bitcoin işlemlerinin yasak olduğuna hükmetti
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) bitcoin işlemleri yapmayı kendi lisansladığı aracılara yasakladı. Bilmem onu gördünüz mü? SPK’nın açıklaması ise daha bir ilginçti doğrusu. “Memleketimizde sanal para konusunda bir düzenleme olmadığından ve Sermaye Piyasası Kanunu’nda düzenlenen türev araçlara dayanak teşkil edebilecek unsurlar içinde sanal para birimleri de yer almadığından” şifreli paralarla ilgili spot ve türev işlemler yapmamak gerekiyormuş. Duyurunun tarihi de güzel. Aralık ayının başı. Şifreli paraların piyasa kapitalizasyonunun 400 milyarı aşması ile birlikte konu gündeme gelmiş. Öncesi yok.
Ben buradaki değerlendirmenin de problemli olduğunu düşünüyorum doğrusu. Benim bildiğim SPK, kendi yetkilerini kendi sorumluluğunda kullanan bir kurum. Neden öyle? Piyasada finansal yeniliklerin önünü tıkamasın, tam tersine hızlandırsın diye. Piyasalara yol göstersin diye. Malum Türkiye, Kıta Avrupası hukuk sistemini benimsemiş bir ülke. Böyle bir ülkede aynı Fransa gibi kanun kitabında yazmayan işlemler, kontratlar, otomatik olarak yasak kabul ediliyor. Zaten bizim gibi ülkelerde tam da bu nedenle yenilik zor oluyor.