Türkiye, bir süredir, kaçmaktan kovalamaya vakit bulamıyor. Hadisenin hızı, hadiseyi takip etmeyi güçleştiriyor. Hele bir de ehem ile mühimi karıştırırsanız, iş daha da zorlaşıyor. Bugünlerde ortada bir AI (Artificial Intelligence-Yapay Zeka) rüzgarı esiyor. Rüzgar en son bizim bölgeye de geldi. Haberi hemen hepimiz duyduk. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) geçen Ekim ayı içinde bir AI Bakanlığı kurdu. Bu bakanlık türünün ilk örneği olacak. Peki, AI bakanlığı ne işe yarar? Nedir bu yapay zeka tartışması? Gelin ben ne anladığımı size bir anlatayım. Neden böyle dedikodu yapıp vakit geçiyormuşuz gibi geliyor bana bir söyleyeyim de rahatlayayım.
Makinaların makinalarla konuşmaya başlayacağı bir çağın içine girmekte olduğumuzu düşünüyorduk. Kendimizi makinaların doğrudan insanlarla konuşmaya başladığı bir sürecin içinde buluverdik birden. Biz, Türkiye’de daha Sanayi 4.0 ne iş diye etrafa bakınırken, Sanayi 4.0 biçim değiştirerek, ağırlıkla AI destekli bir sürece doğru evrilmeye başladı. Sanayiyi de aşarak gündelik hayatların içine, evimize kadar girdi. AI artık dijitalleşme sürecinin bugünlerdeki yeni biçimi oldu. Böyle bakıldığında, AI bakanlığı demek, dijitalleşme bakanlığı demek aslında.
Peki, ne demek AI ivmeli dijitalleşme ya da yıldızlı Sanayi 4.0?
Önce hızlıca hatırlayarak başlayalım. Sanayi 1.0, sanayi devrimi ile, buhar makinası ile birlikte geldi ve onun bize erişmesi 100 yılı buldu. Sonra Sanayi 2.0 Henry Ford ve kitlesel üretimle geldi. Yürüyen bant, üretimi biçimlendirdi. 20. yüzyılın başlarındaydık daha ve buraya gelişi ikinci savaştan sonra belirginleşti. Sanayi 3.0 üretim sürecinin bilgi iletişim teknolojisi ve robotlarla dönüşmeye başlamasıydı. Robotlar buraya daha da hızlı, 1980’lerde, geldi. Sanayi 4.0 dediğimizde ise üretim sürecinin bir bütün olarak dijitalleşmesini anlıyorduk başlangıçta. Nedir? Daha çok robot olacaktı ve farklı işleri yapan robotlar artık birbirleri ile de “konuşmaya” başlayacaklardı. Yedek parça azalınca, siparişi otomatikman, birbirleri ile konuşarak vereceklerdi. Ampul yandığında, yenisinin siparişini vereceklerdi. Ama doğrusu ya, “şeylerin interneti”nden bahsederken, makinalar makinalarla konuşacaklar derken, aklımızda daha “akıllı robotlar” yoktu. Şimdi artık tam da oradayız.
Ne oldu?
Warren Bennis’in 1990’ların başında dediği bir nevi gerçek oldu öncelikle. “Geleceğin fabrikasında iki canlı olacak: Bir köpek ve bir insan. İnsan’ın görevi köpeği beslemek, köpeğin görevi ise insanın kendi kendine çalışan makinaları karıştırmasını önlemek olacak.” Şimdi işte aynen böyle bir dönemin içindeyiz. 2011’den 2017’ye ne çok şey değişti.