İran ve ekonomi dendiğinde benim aklıma hemen “direniş iktisadı” ifadesi geliyor. Doğrusu ya, ben kavramı ancak geçen yıl benimle bir mülakat yapmaya gelen bir İranlı iktisatçıdan duydum. Bana uzun uzun “direniş iktisadı ve direniş ekonomisinden bahsetmişti İranlı dostum. Hâlbuki ifadeyi ilk kez 2012 yılında İran’ın yüce lideri Ayetullah Hamaney kullanmış, sonradan öğrenmiştim.
Direniş iktisadı çağrıları, İranlıların 21. yüzyılda yaşamasına engel olmuyor
Direniş iktisadı, aslında “kendi kendine yeterli olmak” ve ihtiyaçlarına yabancılara bağımlı olmadan çözümler üretmek ve elbette hemen tahmin edebileceğiniz gibi esasen uluslararası yaptırımlara boyun eğmemekle yakından alakalı. Böyle bakarsanız, iktisadi olmaktan çok siyasi bir ifade doğrusu. Direniş iktisadının birincil planda olduğu bir İran aklınıza ne getirir? Dışa kapalı olmak mesela değil mi? Ama yanlış. İranlılar, Türklerden çok daha fazla dünyanın farkında. İranlı startup’lar canlı mı canlı. İran’da Uber yok ama bakın Snapp (@Snapp_Team) var.
İran’da Uber yok ama Snapp var
Snapp ,2014 yılında kurulmuş bir startup. İran’da bir yerden bir yere gitmek istediğinizde taksi yerine bir Uber aracı çağıramıyorsunuz ama Snapp üyesi bir araç çağırabiliyorsunuz. Snapp uygulamasından, Snapp’a kayıtlı bir araç çağırdığınızda; önceden ne kadar para ödeyeceğinizi, kimin ne tür bir araçla sizi almaya geleceğini, nereden alacağını, hangi yoldan gideceğinizi hep önceden biliyorsunuz. Uygulama yalnızca Farsça filan değil bu arada. Her yanından dışa kapalı görünen İran’daki, Snapp uygulamasını İngilizce ve Fransızca kullanabilmek de mümkün. Onu da not edeyim. Nedir? Olası turistlerin rahatı unutulmamış sonuçta.