Her şey bundan 10 yıl önce başladı. Türkiye kendini, kendi planlamadığı, kendisinin yönetmediği, dinamiklerini anlamakta bugün bile zorlandığı bir iktisadi sürecin içinde buldu. Şimdi içinde bulunduğumuz sıkıntının tohumları bundan 10 yıl önce atıldı. Doğrusu ya, o gün olup bitenlerin bugünlere yol açabileceğini daha düşünmüyorduk. Dert başka bir yerdeydi. Küresel ekonominin bileşik kaplar gibi işlediğini pek güzel gördük. Vaşington’da Amerikan ekonomisi ile ilgili olarak alınan kararlar, bugün Türkiye ve Arjantin ekonomilerindeki riskleri biriktirdi. Gelin bakın nasıl oldu?
Wall Street sarhoş olunca, kamu eliyle ayıltılması gerekti
15 Eylül 2008’de Amerikan yatırım bankası Lehman Brothers iflas kararı aldırmak için resmen başvuruda bulundu. Böylece tarihin en büyük iflası kayda geçti. Amerikalılar daha kısa bir zaman önce yine önemli yatırım bankalarından birini, Bear Stearns’ü kurtarmıştı. Lehman Brothers’ı kurtarmadı. Neden ilkini kurtardılar da ikincisi patladı? Daha o bile açık seçik belli değil. Ama oldu.
30 Eylül 2008’de, Amerikan Kongresi, Başkan Bush’un 700 milyar dolarlık banka ve şirket kurtarma paketini reddetti. Ortalık daha da karıştı. Krizin daha da derinleşerek, Amerika’nın üretim ve istihdam kapasitesine kalıcı hasar vermesi ihtimali güçlendi bir nevi. 1929 buhranına benzer bir iktisadi daralma süreci artık bir ihtimal değil, gerçek oluyordu.
Bunun üzerine, aynı Kongre, aynı kurtarma planını kısa bir süre sonra Ekim 2008’de onayladı. Neyse ki, Vaşington’da ülkenin neyle karşı karşıya olduğunu bilen yetişkinlerden oluşan bir yönetim vardı. Amerikan Merkez Bankası (FED) parasal genişleme sürecini başlattı. İşte bizim gibi gelişmekte olan ülkeleri bugünlerde olumsuz etkileyen süreç, bundan 10 yıl önce böyle başladı. Halbuki hadise hiç de bizimle alakalı gibi durmuyordu.
Wall Street’i ayıltma operasyonu, Türkiye dahil pek çok gelişen piyasa ülkesinde özel şirket ve banka borçlarını patlattı