Doğu Ekspresi ile ilk seyahatimi 1975 yılında İstanbul'a yapmıştım. Haydarpaşa'ya indikten sonra "kayboldum" diye ağlamıştım. Üç günlük yolculuk, yüzüm, gözüm, üstüm başım... simsiyah olmuştu. İs olmuştu her yanım...
İkinci Doğu Ekspres seyahatime geçen hafta, yani 28 Şubat 2019'da çıktım. 20 kişilik bir arkadaş grubu... Sabah'tan Mahmut Övür, atv Ankara Temsilcisi ve Takvim yazarı Şebnem Bursalı, Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Kurulu üyesi Füsun Kümet, aHaber Program Koordinatörü Tuncay Güven, İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Mehtap Demir Güven ve hemşehrim Yavuz Bingöl ile biricik kızı Türkü Bingöl...
Mevsim Naz ise adeta trenin maskotu oldu yol boyunca.
28 saatlik yolculukta, Mahmut Övür'ün de yazdığı gibi, trende başlayan komşulukm ilişkileri. Birbirini tanımayan insanların kaynaşması, bir olması, birlik olması. Yeni dostluklar, yeni arkadaşlıklar, tavla partisi, okey taşlarının şakırtısı... Sivas'tan sonra dışarısı buz ama trenin içi sıcacık... Yeni tanışan ve hemen kaynaşan insanların sıcaklığı...
Yavuz Bingöl de yıllar önce yapmış kara tren yolculuğunu. Aslında Yavuz Bingöl bindiği tren getirmiş bugünlere... 1974 yılında Halkalı'da oturuyor... Kardeşi Oğuz'la birlikte yolcuların trenden attığı gazeteleri alıp okuyorlar. Gündeme hâkim olmak, çocukluğunda olup biteni bilmek... Ve yıllar sonra Yavuz Bingöl'ü Yavuz Bingöl yapan "Kara Tren" türküsü...
Tesadüfün böylesi!