Ömer Lütfü Avşar saçmaladı tamam.
Elazığ'da deprem mağdurlarına battaniye taşıyan
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu
"siyasi piar" yapmakla suçlaması vicdansızlıktı
tamam...
Ve fakat...
Ömer Bey'in bu saçmalığına karşı yapılması gereken bu
değildi. Kabalık yapmadan, camı çerçeveyi kırmadan, hakaret
etmeden, üzerine yürümeden... ayıplanabilirdi Ömer Lütfü
Avşar... Söyledikleri çürütülebilirdi. Kabuk tutmuş
vicdanı gerçeği görmüyorsa, onu kendi haline bırakacaksın
o zaman. Başka bir şey yapmaya gerek yok!
Hande Fırat'ın CNNTÜRK'teki Gece Görüşü programında yaşananlardan söz ediyorum. Fatih Atalay tartışma programlarındaki favorilerim arasında yer alıyordu bugüne kadar. Ama dürüst olmak gerekirse, o gece yanlış yaptı. Haklı durumdayken haksız duruma düşürdü kendisini. Onu da geçtim, yaptığı çıkışla programı da sabote etti.
İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu aylardır "siyasi piar" yapmakla suçluyoruz. Hiç kimse Fatih Atalay'ın yaptığını bize yapmadı, üzerimize yürüyen olmadı, sinirden çay bardaklarını kıran da olmadı.
Tartıştık...
Sesimiz arş-ı âlâya yükseldi...
Çıldırdığımız da oldu...
Ama...
Program bittikten sonra, her şey orada kaldı...
Ama arkadaş...
"O laf edilir mi?" diyorsunuz
"Süleyman Soylu bunu hak etmiyor" diyorsunuz.
"İnsafsızlık" diyorsunuz...
"Ahlaksızlık" diyorsunuz...
Haklısınız!
Ben de diyorum ki...
Tepkimizi medeni bir şekilde ortaya koyalım...
Kafa göz yararak değil..
Bunu söylemek için vicdandan, ahlâktan ve akıldan yoksun olmak gerek. Beton yığınları altında can veren insanlar üzerinden "siyasi piar" sözü bile tiksindirici, adi ve haysiyetsiz geliyor bana.