Darağacındaki Adnan Menderes resmini on yıllarca gözümüzün içine soktular, bilinç altımıza iyice yerleştirdiler, ta ki asker korkusu en küçük hücrelerimize kadar sinsin, askerî vesayet sistemine karşı çıkmayı aklımızın ucundan dahî geçirmeyelim, demokrasinin muvazaalı halini öpüp başımızın üstüne koyalım, milli irade edebiyatını ciddiye alıp şansımızı zorlamaya kalkmayalım, askerî darbe kâbusuyla yatıp kalkalım ve haddimizi bilelim! *** Darağacındaki Talat Aydemir resmini ise itina ile sakladılar bizden. Çünkü nihayetinde o bir askerdi ve onun darbe teşebbüsü kötü olsa da askeri darbe mefhumu kötü değildi, ‘iyi’ darbelerin önüne psikolojik bir set çekilmemeliydi, potansiyel darbeci askerlerin ufku karartılmamalıydı, milli iradeye koz verilmemeliydi, toplumsal bilince “Darbecinin yeri idam sehpasıdır” fikri yerleştirilmemeliydi… Böyle düşünüyordu askerî vesayet sisteminin paşaları. Geçen sene 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece cehennemin dibine yolladığımız paşalar… Yeni bir Türkiye var artık. Millî iradenin ihtişamını, aşağılık darbecilerin hal-i perişanını tavir eden afişlerle donatılmış bir Türkiye. *** Bazı kimseler bundan rahatsız. Cumhurbaşkanlığı’nın hazırladığı 15 Temmuz afişlerinde asker resimlerinin kullanılmasına itiraz ediyorlar. Neymiş? Darbeci askerlerin halk tarafından durduruluşunu gösteren afişler Türk Silahlı Kuvvetleri’ni küçük düşürüyormuş… Hayır efendim, öyle değil! Bu afişlerde darbeci askerler küçük düşürülüyor ve onlar zaten alçak olduğuna göre sorun yok. Bir afişte askerî bir darbenin bir halk kıyamıyla boğuluşunu asker resmi kullanmadan nasıl anlatacaksınız Allah aşkına? Var mı bunun başka yolu? *** Bir de, darbeci askerlere karşı koyan şerefli askerlerin de olduğu hatırlatılarak, afişlerde o şerefli askerlerin niye yer almadığı soruluyor. Türk Telekom’un 15 Temmuz afişinde var işte… Darbeye direnen şerefli askerleri en iyi şekilde temsil eden, onların sembolü olan Ömer Halisdemir’in resmi var. *** Askerî darbeyi aklının ucundan bile geçirmeyecek olan yeni nesil asker, bu afişlere bakarak yetişecek… 15 Temmuz anıtlarının gölgesinde yürüyerek yetişecek… Darbeci askerlerin mütemadiyen lanetlendiği bir atmosferde nefes alıp vererek yetişecek… Astsubay Ömer Halisdemir’in darbeci bir generale sıktığı kurşunu daima aklında tutarak yetişecek… Tankların önüne dikilen yiğit halk çocuklarının destanlarını dinleyerek yetişecek… Askeriyeye adam alırken ince eleyip sık dokumak, askerî eğitim ve öğretimde milli iradeye saygıyı vurgulamak çok önemli ama 15 Temmuz Kıyamı’nın aziz hatırasını canlı tutmak hepsinden daha önemli.