Malum, Bosna-Hersek devleti iki “entite”den oluşuyor: Boşnak ve Hırvatların ağırlıkta olduğu “Bosna-Hersek Federasyonu” ve nüfusun yüzde 80’den fazlasını Sırpların oluşturduğu “Sırp Cumhuriyeti”. Bir Boşnak, bir Sırp ve bir Hırvat’ın yer aldığı Üçlü Başkanlık Konseyi için yapılan seçimlerde “Sırp Cumhuriyeti”ndeki seçmenler sadece Sırp adaylara, “Bosna-Hersek Federasyonu”ndaki seçmenler ise Boşnak ve Hırvat adaylara oy verebiliyor. Dayton anlaşması gereğince Boşnaklar Boşnak adaylar arasından, Hırvatlar Hırvat adaylar arasından tercih yapar. ‘Prensipte’ böyle; ama pratikte başka türlüsü de mümkün. Geçen Pazar günü yapılan seçimlerde bunu bir kere daha gördük. 2006 ve 2010’daki seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de Boşnaklar ‘görev dağılımı’ yaparak hem kendi adaylarına hem de Bosna-Hersek’e sadık Hırvat siyasetçi -DF (Demokratik Cephe) adayı- Komşiç’e oy verdiler. (1992-1995 yıllarındaki savaşta ayrılıkçı Hırvatlara katılmayıp Boşnaklarla beraber hareket eden Komşiç, Bosna-Hersek ordusu saflarında yer almış ve üstün başarılarından ötürü Altın Zambak nişanıyla ödüllendirilmişti. ) Seçim sandığına giden Boşnakların çoğu Boşnak adaylardan birini tercih ederken, bir kısmı ise ‘evet’ mührünü Komşiç’e bastı. Böylece, Hırvatların en popüler siyasetçisi olan ve geçen dönem Başkanlık Konseyi’nde yer alan ayrılıkçı HDZ (Hırvat Demokratik Birliği) adayı Dragan Çoviç’in önü kesilebildi. “Bosna-Hersek Federasyonu”nda Boşnakların nüfus oranı yüzde 70’ten fazla (Bosna-Hersek genelinde yüzde 50 küsur), Hırvatların nüfus oranı sadece 22 civarında (Bosna-Hersek genelinde yüzde 15 küsur) olduğu için, Başkanlık Konseyi seçimlerinde Boşnak oylarının bir kısmının transferiyle Hırvat siyaseti alt üst olabiliyor.