Diyelim ki bir Alman’la ülkelerimiz hakkında sohbet ediyoruz.
Alman “Biz Almanlar” deyip geçerken ben “Biz Türkler, Kürtler, Lazlar, Çerkesler, Boşnaklar, Arnavutlar, Romanlar, Pomaklar vs, vs, vs…” diye saymakla uğraşamam, ben de “Biz Türkler” deyip geçerim.
(Zaten Almanlar ve diğer Avrupalılar da Haçlılara en yaman direnişi gösteren Selçuklulara istinaden Anadolu ve ötesindeki berisindeki Müslüman halkların cümlesine asırlar boyunca Türkler deyip geçmişler. Biz de onlara -Avrupa’nın neresinden ve hangi ırktan olduklarına bakmaksızın- külliyen Frenkler deyip geçmişiz.)
Hem anne hem baba tarafından Adige / Çerkes olmakla beraber, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında bütün vatandaşların Türk diye anılmasını da kendi adıma dert etmem.
Federal Almanya Cumhuriyeti vatandaşı bir Leh veya Çek’in -hatta bir Türk veya Kürt’ün- kimlik kartının uyruk bölümünde DEUTSCH yazıyor; Almanyalı filan değil düpedüz ALMAN.
Onlar ne kadar “Alman” ise, ben herhalde ondan fazla “Türk”üm.