Ali Babacan ve arkadaşlarının yeni bir parti kurmaya hazırlandıkları ortaya çıkalı beri bekliyorduk böyle şeyler. Bu kadar ‘kör kör parmağım gözüne’ olacağını bekliyor muyduk peki? Elbette. Bu saatten sonra başka türlü olamazdı zaten; çünkü -şairin de dediği gibi- insanlar anlaşıldı. Kimlerin neye nasıl tepki verdiği ve vereceği, kimlerin karakterinin nelere elverdiği ve elvereceği çoktan anlaşıldı. Kimlerin neye nasıl tepki vermediği ve vermeyeceği, kimlerin karakterinin nelere elvermediği ve elvermeyeceği de anlaşıldı çoktan. Şaşırtıcı, hatta sarsıcı bir hamle yaptığınızı zannedersiniz; ama tıynetiniz bilindiği için o hamleniz şaşırtmaz ve sarsmaz, ‘Bu zevattan başka bir şey beklenemezdi zaten’ dedirtir… Çok zekice, hatta dahiyane bir plan kurduğunuzu zannedersiniz; ama niyetiniz malum olduğu için ortalama zekâ sahibi her insan için “kör kör parmağım gözüne”dir yaptığınız… Sürpriz yok. “Babacan ve arkadaşlarının yeni parti projesine karşı ilk hamle ne olur?” sorusuna bir ağızdan verilen cevap neydiyse o işte; akla gelen ilk ve en bayağı şey: Babacan’a “FETÖ’cü” yaftası yapıştırmak. *** Neymiş? Bakanlığı döneminde yaptığı atamalarda birçok FETÖ mensubunu önemli mevkilere getirmek suretiyle FETÖ’ye yardım etmiş Babacan!. . .