Akademisyen-yazar (GENÇ dergisinin kurucusu) Mehmet Lütfi Arslan, son zamanların en güzel yazılarından birini yazdı: “Ey siviller, sivil kalın!” Aşağıdaki yazı o yazıdır. *** Geçtiğimiz ay ortasında siyasetçilerin yoğun olduğu bir çalıştaya katıldık. Konu gençlik çalışmalarıydı. 30 küsur çalıştay sonra yeni bir çalıştayın da “iman varsa imkân vardır”, “zaferden değil seferden sorumluyuz” ve “bize dertli adam lazım kardeşim” eskimez laflarının –klişe değil zinhar- retoriğinde nihayete ermesi ümit vericiydi. Siyasetçilerin kendilerini anlattığı bir yerde sivil toplum refleksi gibi ilginç laflarla ortama müdahil olmak çok tat götürmedi ama sanırım bir mesafe koymak açısından faydadan da hali değildi. Bir ara “siyaset normdur, üst değerdir, sivil toplum bunu bilmeli, siyasetin üstündeyim, dışındayım gibi laflar etmemeli” diyen bir arkadaşa “tamam haklısın da, birileri de her şeye rağmen temiz kalmayı bilmeli…” diyebilmek başka mümkün olmazdı herhalde. İki gün süren çalıştay siyasetçilerin gündeminin yoğunluğunu görmemize vesile oldu. Orada bir şey daha fark ettim. Bu zevat haddinden fazla meşgul; Allah işlerini kolay getirsin. Sayısını bilmedikleri cephelerde “hani tauna da züldür bu rezil istila” kıvamında bir husumetle cebelleşiyorlar.