Anadolu Ajansı’nın haberleri kadar -belki onlardan ziyade- analizleri de dikkate değer.
Dünyanın şu veya bu bölgesindeki önemli bir gelişmenin arka planını öğrenmek ve o gelişmenin nelere yol açabileceği hakkında esaslı bir fikir edinmek için başvurabileceğimiz “güncel” kaynaklar içinde, Anadolu Ajansı’nın ehil kimselere yazdırıp basın-yayın organlarına servis ettiği ve kendi internet sitesinde de yer verdiği analizlerin önemli bir yeri var fakat basın-yayın organlarının bunlara nadiren iltifat etmesinden anlıyoruz ki o yerin önemi pek takdir edilmiyor.
Yazık oluyor.
Mesela dün İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkan Yardımcısı Dr. Hakkı Uygur’un “Fars milliyetçiliği ve meşruiyet krizi” başlıklı analizini servis etti Anadolu Ajansı.
Fars milliyetçiliğinin köklerine ve mevcut İran yönetimini (sözde İslam Cumhuriyeti’ni) de içeren geniş nüfuz alanına ışık tutan mezkûr analizden birkaç kesit:
“Son dönemde Türkiye’den üst düzey yetkililerin İran’ı eleştiren açıklamalarında giderek artan bir şekilde İran ya da Fars milliyetçiliği kavramını kullanmaları gözlemcilerin dikkatini çekiyor. İran’da gittikçe daha görünür hale gelen ve ülkenin kadim kültür mirası içindeki Arap ve Türk katkılarını dışlayan, hatta bir nefret konusu haline getiren bu eğilim, bir ulus kimliğinin inşası ve tahkiminin ötesinde Tahran’ın dış politika yönelimlerinin ufkunu belirleyen başlıca bir unsur haline de gelmiş durumda.”