Adem Özköse, en çok okunan kitaplarından “Cennete Otostop – Hidayet Öyküleri”nin devamını yazdı.
“Cennete Otostop 2”, geçen ay Pınar Yayınları’ndan çıktı.
Amasya’da Genç İHH, Tokat’ta Yedi Hilâl Derneği bu vesileyle Adem’i üniversiteli gençlerle buluşturmak istedi.
Amasya Üniversitesi ve Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nin ilgili mercilerinden gerekli izinler alındı.
25 Mayıs Çarşamba günü saat 14.00’de Amasya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda, 26 Mayıs Perşembe günü saat 14.30’da Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Konferans Salonu’nda gençlere “Yaşanmış Hidayet Öyküleri” anlatacaktı Adem.
Afişler basılıp sağa sola asıldı.
Sosyal medyada duyurular yapıldı.
Geri sayım başladı.
Derken…
Adem’in Çarşamba günü saat 12.18’de attığı tweet:
“Amasya ve Tokat’ta Genç İHH ve Yedi Hilal’in davetlisi olarak vereceğim konferanslar rektörlük(ler) tarafından gerekçesiz iptal edildi. 28 Şubat’ın yasakçı zihniyeti 2022’nin Türkiye’sinde bu sefer de Amasya ve Tokat’ta ortaya çıkmıştır.”
Bunu da gördük.
“İslamcı”, “mütedeyyin”, “muhafazakâr” diye anılan bir iktidarın tayin ettiği rektörler, üniversitelerinde -üstelik İLAHİYAT FAKÜLTESİ ve İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ konferans salonlarında- hidayet öykülerinin ve o öykülerden çıkarılacak derslerin anlatılmasını engelledi, evet.
(O konferanslar üniversiteler dışında ayarlanan başka salonlarda gerçekleşti.)
“Cennete Otostop 2”nin önsözünden:
“Kitabı hazırlarken mühtedilerden dinlediğim hikâyeler vasıtasıyla sadece İslam akidesinin dönüştürücü gücüne değil; aynı zamanda modern dönemle birlikte yoğunlaşan anlam arayışı ve huzursuzluğa Tevhid dini tarafından ortaya konulan çözüm yollarına da şahitlik ettim. Özellikle Kuran’ın kalpleri ve zihinleri yeni bir boyutla tanıştıran etkili hitabı, Peygamberimizin pak hayatı ve dünyanın dört bir tarafındaki örnek Müslümanlar insanların İslam’a kavuşmasına vesile oluyorlardı. İslam’a kavuşan insanların hayatlarında iman nimeti yepyeni bir sayfa açarken anne ve babadan Müslüman olan bizim gibi insanların nerelerde yanlış yaptıklarını da kendi kendime sorguladım. Tüm bu sürecin sonunda şartlar nasıl olursa olsun İslam’ın 21. asırda da tüm insanlık için büyük bir umut olduğunu bir kez daha fark ettim.”