PYD aleyhindeki son yazım üzerine bazı çevreler tarafından bir kere daha “Türkçü” ve “Kürt düşmanı” olmakla suçlandım.
Irak Kürdistan Bölge Yönetimi (IKBY) lehindeki son yazım üzerine ise bazı çevreler tarafından bir kere daha “Kürtçü” ve “Türk düşmanı” olmakla suçlanmıştım.
Gerçek şu ki ben hem Türkçü hem Kürtçü (hem de Zazacı, Boşnakçı, Lazcı, Arnavutçu, Çerkezci, Arapçı, Malaycı vs, vs, vs) yani düpedüz ümmetçi olup, Türk düşmanlığının yahut Kürt düşmanlığının tam karşısında yer alıyorum.
PYD’ye, hem Türk’e hem de Kürt’e zararlı olduğunu düşündüğüm için muarızım.
IKBY’ye, hem Kürt’e hem de Türk’e faydalı olduğunu düşündüğüm için taraftarım.
Budur.
***
İslam’a alenen savaş açan; ABD’nin dümen suyunda giderek, Rusya’nın da desteğini alarak ve Şam’daki Esed rejimi -dolayısıyla Tahran’daki Hamaney rejimi- ile paslaşarak Suriye Devrimi’ne ve Türkiye’ye düşmanlık eden; hüküm sürdüğü topraklarda Türkmenlerin ve Arapların yanı sıra mütedeyyin Kürtleri de Esed rejiminden beter bir diktatörlükle ezen ve ağa babası PKK’nın Türkiye’yi kana bulamasına yardım eden PYD’ye tepkim “Kürt düşmanlığı” ise, IKBY’ye iltifatımı nereye koyacağız?