Sene 2012; ortalıkta ne IŞİD var, ne de İran ve Rusya orduları. Makul ve mutedil devrimci gruplar, Suriye topraklarının hatırı sayılır bir kısmına vaziyet ediyor. Halep’in yarısı ve Rakka da onların elinde. Suriye’nin Türkiye ile sınırını da büyük ölçüde onlar kontrol ediyor. Devrimciler öyle güçlü ki, Şam’da Esed rejiminin karargâhlarına bile operasyonlar düzenleyebiliyorlar. Esed’in kara kuvvetleri büyük ölçüde dağılmış vaziyette. Esasen hava kuvvetleri de yetersiz, fakat devrimciler bu yetersiz hava kuvvetleriyle baş edecek imkânlara bile sahip değiller. O imkânları da elde etseler, ezip geçecekler vahşet rejimini. Hiç değilse kara savaşları için sahip oldukları imkânlar geliştirilse, ağır ve gelişmiş silahlarla desteklenseler (ki o zamana kadar dışarıdan aldıkları destek fena halde sınırlı kalmış, devrimciler daha ziyade iç piyasadan temin ettikleri yahut ganimet aldıkları silahlarla yetinmek zorunda kalmıştılar) belki Esed’in hava kuvvetlerine rağmen de nihai zafere ulaşabilirlerdi. Sahayı bilenler “Gün bu gündür.