İYİ Parti denince aklıma Meral Akşener’in bir “Anıtkabir” ziyaretinde sarf ettiği “İmanımızı tazelemek için buradayız” sözü ve Ümit Özdağ’ın Suriye’den gelen hicret dalgasını düşman işgaline benzeterek yahut muhacirlerin “obez”liğinden dem vurarak kamuoyunu Suriyeli kardeşlerimize karşı kışkırtma çabası geliyor. Ne Akşener’in o “iman” beyanı ne de Özdağ’ın o düşmanlık telkini İYİ Parti tarafından tashih veya tevil edildi. Bunları fena halde yadırgıyorum. İYİ Parti’yi genel olarak da hiç iyi bulmuyorum. Ama hiç iyi bulmuyorum diye İYİ Parti’nin önümüzdeki seçimlere sokulmamasını arzu edecek veya içime sindirecek değilim. Siyasi muarızlıklarını İYİ Parti’nin seçimlere sokulmamasını arzu edecek veya içlerine sindirecek kadar ileri götürenler varsa, onların sadece demokrasiye bakışlarında değil özgüvenlerinde de bir sorun var demektir. *** Kanuna göre bir partinin seçime girmeye hak kazanabilmesi için belli sayıda il ve ilçe teşkilatının kuruluşunu ve büyük kongresini seçim tarihinden altı ay öncesine kadar tamamlamış olması gerekiyor. İYİ Parti’nin 10 Aralık 2017’de düzenlediği “1. Olağan Kurultay” bu bakımdan bir şey ifade etmiyor; kanunda öngörülen teşkilat sayısına ulaştıktan sonraki büyük kongresinin tarihi 1 Nisan 2018. Dolayısıyla “İYİ Parti, Ekim 2018’den önce yapılacak olan bir seçime katılamaz” denebilir, evet.