Bayramınız mübarek olsun. Rahmet ve bereket yağmurlarında iliklerinize kadar ıslanırsınız inşaallah. Bugün, daha evvel Yeni Şafak gazetesinde ve Meleklerle Omuz Omuza kitabında anlattığım bir hatırama ayırmak istiyorum köşemi. Bu mübarek gün için aklıma daha iyi bir fikir gelmedi. *** Kahire, 2004. Mısır Tabip Odaları Birliği’nin mescidinde kendi başıma ikindi namazını kılıyordum. Bir adam geldi, sol omuzunu sağ omuzuma değdirmek suretiyle ‘Uydum imama ve bu durumda imam sen oluyorsun’ dedi. Malum; ikindi namazı istediği kadar cemaatle kılınsın, imam bu namazda Fatiha’yı ve ardından zamm-ı sureyi yahut Kur’an’dan başka bir bölümü sessiz okur. Ben de tabii ki sessiz okuyordum. Öyle sessiz okuyordum ki, arkamdaki kardeşimin okuduğunu duyabiliyordum.