Sinema salonlarında hak ettiği ilgiyi görmeyen bir film daha: “Direniş KARATAY”. Konya’daki Karatay Üniversitesi adına çekilen bu filmin konusu, yapımcıların hazırladığı basın bültenlerinde şöyle özetleniyor: “Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın zehirlenerek öldürülmesi üzerine, oğlu Gıyaseddin tahta geçer. Gıyaseddin’in, babası gibi güçlü bir karaktere sahip olmaması ve zayıflığı, Moğolların Selçuklu üzerindeki iştahını artırmaktadır. Moğollar, dönemin önemli devlet adamlarından Emir Celaleddin Karatay’ı hesaba katmaz. Milletine güvenen Karatay, tüm tecrübe ve gücü ile halkı Moğollara karşı büyük bir direnişe hazırlar. Anadolu’nun kadın, erkek, genç ve yaşlı tüm sessiz kahramanları, devleti ayakta tutmak için destansı bir mücadeleye girer. ” Filmi bir de ben özetleyeyim kendimce: Sene 1251. Ortalığı darmaduman ederek ilerleyen Moğol ordusu Konya kapılarına dayanmış. Ne yapmak lazım? Tabii ki medrese kurmak lazım. Askerî bir mukavemet de organize edilmeli, ama evvela ilim ve irfan.