Kazakistan’da LPG’ye yapılan astronomik zammı protesto olarak başlayan ve hızla büyüyen, yayılan, şiddetlenen, ayaklanmaya dönüşen nümayişler o zammın geri alınmasına, hatta hükümetin istifa etmesine, üstelik protestocuların “İhtiyar, git!” sloganında kastedilen Nursultan Nazarbayev’in Mili Güvenlik Konseyi Başkanlığından alınmasına rağmen devam ediyor.
Demek ki, onca yer altı zenginliğine (petrol, doğalgaz, uranyum) rağmen refahı topluma yay(a)mayan, resmiyette demokrasi olduğu halde demokratik örgütlenmelere keyfi sınırlamalar getiren ve bugüne kadar bir tane bile şaibesiz seçim yapmayan oligarşik ve otokratik rejime topyekûn bir isyan söz konusu.
Nümayişlerde maalesef şiddet de var.
Bu şiddeti sadece provokatörlere bağlayabilmek için ‘samimi’ protestocuların kontrolden çıkacak kadar öfkeli olabileceğine ihtimal vermemek gerekir.
Buna ihtimal verilmeli.
Ve o öfke, o kontrolden çıkış, bir çaresizlik ifadesi olarak görülmeli.
Ve ‘Gelecek seçimlerde milletin parlamentoyu istediği gibi şekillendirerek ve istediği kimseyi devlet başkanlığına getirerek düzeni değiştirme imkânına sahip olacağına inanabilseler böyle yapmazlar’ denilmeli.
Herkesten evvel Kazakistan Devlet Başkanı Kasım Cömert Tokayev demeli bunu.
Ama Tokayev “uyarısız ateş” diyor.