ABD’de, Almanya’da veya Türkiye’de… Yabancı düşmanlığı genellikle makul argümanlara, en azından ilk bakışta makul gibi görünen argümanlara dayandırılır. “Ekonomiye yük oluyorlar”, “Vatandaşlarımızın işsiz kalmasına yol açıyorlar”, “Uyumsuz davranışlarıyla toplumsal huzursuzluğa neden oluyorlar”, “Suç işleme oranları yüksek” vs, vs, vs… ‘Yabancılara kıl oluyorum işte, başka gerekçeye ihtiyacım yok’ diyenler nadirattandır.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da ‘Suriyelilere kıl oluyorum işte, o kadar!’ diye konuşmuyor, hatta “Suriyeli kardeşlerimiz” diye konuşuyor, ama bu onun yabancı düşmanı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Kılıçdaroğlu’nun aşağıdaki sözleri, dünyanın neresinde olursa olsun yabancı düşmanlığı kategorisinde değerlendirilecek türden sözlerdir:
“Vatana ihanet etmek, 1,5 milyon Suriyeliyi Türkiye’ye sokmak demektir.” (16 Ekim 2014)
“Suriyeli kardeşlerimizi de geri göndereceğiz. Kusura bakmayın. Her insan doğduğu toprakta mutlu olur, her insan ülkesinde mutlu olur.” (22 Nisan 2015)
“Suriyelilerin daha maliyetlerinin farkında değiliz. Yarın göreceksiniz, bu insanlardan yeraltı dünyasının önemli aktörleri çıkacak. Bütün düzenimiz bozulacak.” (12 Mart 2016)
“Üstelik (Suriyeli gençler) iş bulup çalışıyorlar. Bizim çocuklarımızın işi yok.” (20 Mart 2017)
“4 milyon kişilik yük aldık. 25 milyar dolar para harcadık. 25 milyar doları o olay olmasaydı da çiftçimize, asgari ücretliye, emekliye, sanayiye verseydik ne olurdu? Başımıza belalar aldık. Yarın Suriye mafyası çıkacak göreceksiniz Türkiye’de. Bizim çocuklarımız El Bab’da savaşacak, Suriyeli gençler Türkiye’de volta atacak. Bu mudur dış politika?” (12 Nisan 2017)