18 Mayıs 1944 gecesi yüzbinlerce Kırım Tatarı, diktatör Stalin’in emriyle tren vagonlarına doldurulup başta Özbekistan olmak üzere Sovyetler Birliği’nin muhtelif bölgelerine sürüldü.
Bundan birkaç sene evvel ziyaret ettiğim Kırım’da bir köyde tanıştığımız Ahdem isimli bir amcaya o geceyi ve sonrasını anlattırmıştım.
Hüzün ve aynı zamanda ümit verici bir hikâye.
***
“Babam Kızılordu’da askerdi. Gidiş o gidiş, geri dönmedi. O gece gâvur evimizi bastı, bizi alıp bütün milletimizle beraber tren vagonlarına tıktı, vatanımızdan sürdü. Ninem, annem, üç erkek kardeşim ve ben. Yolculuk 22 gün sürdü. Vagon ağzına kadar doluydu. Oturacak yer yoktu. Ayakta, birbirimize yapışık halde duruyorduk. Çok zor nefes alıyorduk. Yolda ninem öldü. Cesedi kokmaya başlayınca mecburen trenden attık. Sonra kız kardeşim öldü, onu da aynı şekilde…