21 Şubat 1965’te Malcolm X kurşuna dizilir ve olaylar gelişir. . . Malcolm X’in siyasi varisleri olan Kara Panterler, 1966’dan 1970’li yılların başına kadar birçok Afro-Amerikan “getto”sunda idareyi ele alıp yoksulluğa, uyuşturucu salgınına, ırkçı polis şiddetine ve -en önemlisi- aşağılık kompleksine karşı savaştılar. Kurdukları okullarda çocuklara, düzenledikleri eğitim seminerlerinde yetişkinlere, medeniyetin Thames yahut Seinne nehri kıyılarında değil Nil nehri kıyılarında doğduğunu öğreterek, müthiş bir özgüven aşıladılar. ABD çapındaki konferansları, nümayişleri ve kitap-dergi yayınları ile antifaşist, antiemperyalist, antikolonyalist bir rüzgâr estirdiler. Çok önemli: Hep güzel giyindiler, temiz ve bakımlı oldular, asaletli bir konuşma tarzı geliştirdiler, hal ve hareketleriyle kendi kendine saygı duymayı telkin ettiler halklarına. Ossie Davis’in “Işıldayan siyah prensimiz” diye andığı Malcolm X’in “Siyah Güzeldir” ve “Siyah İktidar” sloganlarıyla tayin ettiği istikamette yürüdüler. Bu yürüyüşün ihtişamı sayesinde Afro-Amerikan halkı ‘Bizden adam olmaz’ demeyi bırakıp şöyle demeye başladı: ‘Adam olan biziz; bugüne kadar karşılarında saygı veya korkuyla eğildiğimiz o beyefendi/hanımefendi kılıklı Beyaz-Anglosakson-Protestan faşistleri değil! Ancak Tom Amca misali “iyi zenciler”e -yani sistemle uyum içinde hareket etmeyi marifet belleyen, sistemle hesaplaşmayı akıllarının ucundan bile geçirmeyen siyahlara- tahammül edebilen bu aşağılık güruha ne kadar kötü zenciler ve ne kadar iyi Afrikalılar olduğumuzu gösterelim. ’ İhya edilmeyi bekleyen bir siyasi miras.