Bazı darbeci subaylar mahkemelerde verdikleri ifadelerde “Darbeciyim ama FETÖ’cü değilim” diyorlar…
15 Temmuz’da milli iradeye kurşun ve bomba yağdıran darbecilerden bazılarının FETÖ’cü olmadığı ihtimali (bana göre gerçeği) üzerinde muhakkak durmalıyız.
Bu ülkede Kemalist/Baasçı askeri darbeler ve darbe teşebbüsleri yaşanmamış gibi davranırsak hata ederiz.
***
Erdoğan’a kin duyan, AK Parti’den yaka silken, milli iradeye metelik vermeyen, 1923-1950 dönemindeki CHP diktatörlüğünün hasretiyle yanıp tutuşan, 27 Mayıs vahşetini şanlı bir devrim olarak gören, 12 Eylül’deki mutlak iktidarını yeniden üretmenin hayalini kuran, “28 Şubat’ta bu gericilerin tepesine ne güzel binmiştik” diyen, Ayışığı ve Sarıkız’la ayranı yeniden kabaran ve 27 Nisan’da dişini gösteren “geleneksel” jakoben subayların 15 Temmuz’daki askerî darbe teşebbüsünden tamamen berî olduklarını varsaymak büyük bir aymazlıktır.
Nasıl ki 27 Mayıs Darbesi farklı cenahlardan cuntaların bir koalisyonundan mütevellitti ve bunların her biri “ileride diğerlerini tasfiye ederiz” diyerek yola çıkmıştılar, 15 Temmuz ihaneti de birbirine diş bileyen ve fakat geçici olarak beraber hareket etme gereğini duyan cuntaların koalisyonuyla gerçekleşmiş olabilir.
FETÖ’cüler, “Bunların Erdoğan’a kininden istifade edelim, işleri bittikten sonra bunların da canına okuruz” demiştirler…
Öbürleri de “FETÖ’cülerin organizasyon kabiliyetinden istifade edelim, sonra onların da defterini düreriz” demiştirler…
Benim hissiyatım bu yönde.
***
15 Temmuz’da FETÖ’yle beraber hareket etmemiş olsalar bile darbe hevesleri malum olduğu için kendilerine ihtiyatla yaklaşılması gereken kimseler var.
Meselâ Doğu Perinçek’in grubu…
Düne kadar “Ordu göreve!” diye bağıran adamlar…
Refahyol hükümetini devirme operasyonunun önde gideniydi bunlar.
Yıllarca Erdoğan’a sövüp saymanın da önde gideni oldular.
Şimdilerde ise Erdoğan’a çiçekler sunuyorlar.