Hollanda Başbakanı Mark Rutte, geçen ay gazetelere tam sayfa ilanlar vererek ülkedeki Müslüman göçmenlere “Ya kurallara uyarsınız ya da çekip gidersiniz” diye seslenmişti.
Acaba ne gibi kural ihlallerinden bahsediyordu?
Çekip gitmelerini gerektirecek kadar büyük kabahatleri nelerdi Müslümanların?
Bir gazeteci “Örnek verir misiniz?” diye sordu ve Rutte “kadın eli sıkmayan şoför adayı” örneğini verdi…
Aklına daha ekstrem, daha korkunç bir örnek gelmedi demek ki.
Hikâye şu:
Hollanda’da Müslüman bir kardeşimiz otobüs şoförü olmak için bir şirkete müracaatta bulundu. İlgili şirket, kadınlarla el sıkışmıyor diye kardeşimizin başvurusunu geri çevirdi. Kardeşimiz konuyu mahkemeye taşıdı ve mahkeme de kardeşimizi haklı buldu…
Hollanda’nın “liberal” başbakanı Mark Rutte’ye göre büyük felâket: “Bana göre otobüs firması kesinlikle haklı. Bir otobüs şoförünün dininden dolayı kadınlara elini uzatmaması kabul edilemez. Bunun için ben ve çoğu insanlar buna tepkimizi gösteriyoruz, çünkü Hollanda normlarında herkes birbirine elini uzatmalı. Ülkeye yeni gelenlerin, Hollanda’daki özgürlüğü suiistimal ederek kendi kültürlerini dayatmasını görgüsüzlüktür.”
Pardon; Hollanda’da otobüs şoförleri bütün yolcularla tek tek tokalaşırlar mı?
Hayır.
O zaman sorun ne?
Sorun yok.