Yitirdiğimiz canlara Rahmet-i Rahman, enkaz altında kurtarılmayı bekleyen insanlarımıza esenlik muştusu, yaralılara acil şifa, buz gibi sokaklarda yokluklar içinde kalanlara dayanma gücü niyaz ediyorum.
Allah Teâlâ, arama-kurtarma ekiplerinin, sağlık personelinin, yardım gönüllülerinin gayretlerini bereketlendirsin.
Öyle korkunç bir felaket manzarası ki seyrine yürek dayanmıyor, o felâketi yaşamak nasıl bir şey Allah’ım?
İçimden özürler dileyerek kalkıyorum televizyon ekranının başından.
Evin ihtiyaçları var, markete gitmeliyim.
Yolda yürürken, depremzedelere ihanet ettiğim duygusu peşimi bırakmıyor.
Birden bir ses.
Megafonla yapılan bir anons.
Telaşlı.
Ankara’da da mı deprem oluyor?
Yok, marketin önünde yardım noktası oluşturulmuş, izdiham var; ellerindeki yardım malzemelerini, istiap hadlerini doldurmak üzere olan kamyonlara yükletmek için yarışan vatandaşlar sükûnete çağrılıyor.
Markete giriyorum, kasalarda uzun kuyruklar.
Market arabalarında paket paket bebek bezleri, koli koli yiyecekler, depremzedelerle dayanışma için yüzde 40 indirimle satılan battaniyeler, battaniyeler, battaniyeler…