Hem Fırat Kalkanı Harekâtını hem de Zeytin Dalı Harekâtını sahada yakından izlemiş olan bir dostum, Türk Silahlı Kuvvetleri ile omuz omuza savaşan Özgür Suriye Ordusu’nun şaşırtıcı bir hızla inkişaf ettiğini ve olgunlaştığını söylüyor. Diyor ki: “Fırat Kalkanı Harekâtında ÖSO’ya bağlı birliklerin birçoğunun muhabere kabiliyeti düşüktü ve ciddi disiplin sorunları vardı. Zeytin Dalı Harekâtında aynı birlikler cephede destan yazdılar ve ele geçirilen bölgelerdeki olgun davranışlarıyla da göz doldurdular. Bir buçuk sene gibi kısa bir zaman zarfında bu noktaya gelebileceklerine hiç ihtimal vermezdim. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin rahle-i tedrisi, ÖSO’yu şaşırtıcı bir hızla muntazam bir orduya dönüştürdü. Hâlâ kontrol dışı hareketlerde bulunan ÖSO askerleri olabiliyor ama kaideyi bozmayan bu istisnaların üzerine TSK tarafından ivedilikle gidilerek tekamül süreci tamamlanıyor. ” Zeytin Dalı Harekâtı esnasında ve Afrin ele geçirildikten sonra istenmeyen manzaralar sergileyen bazı marjinal unsurları ıslah etmek ve bu tür manzaraların tekrar sergilenmesine mani olmak sadece TSK’nın değil, ÖSO’da çoğunluğu ve genel komutanlığı teşkil eden ‘mütekamil’ unsurların da vazifesi. Nitekim onlar da bu konuda üzerlerine düşeni yapıyorlar. Meselâ, Afrin’de yağma olaylarına karışan ÖSO mensuplarına yaptırımlar uyguladılar, yağmalanan malların şehir dışına çıkarılmasını engellemek için kontrol noktalarının sayısını arttırdılar ve yağmaya uğrayan sivillerin mallarını mümkün mertebe iade ettiler. Gereken hassasiyetin gösterilmesi sayesinde Afrin’de düzen çabucak sağlandı.