Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, geçen Pazar günü (18 Haziran) Londra’da düzenlediği basın toplantısında, Katar ile sorunlarının çözümünün ne kadar “basit” olduğunu anlattı. Dedi ki: “Bu krizin çözümünün basit olduğuna inanıyoruz. Kardeş Katar devletinin radikal hareketleri ve terörü desteklemeyi, kışkırtıcı davranışları ve diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmeyi bırakması halinde bu kriz de çözülür. ” Çok güzel. “Radikal”in çerçevesini çizseydi, “terör”ü tarif etseydi, tam olarak hangi “kışkırtıcı davranışlar”dan bahsettiğini ve “diğer ülkelerin iç işlerine müdahale”den kastının tam olarak ne olduğunu söyleseydi, gerçekten de basit bir çözümmüş! *** Değil işte. Çözüm basit değil, çünkü Katar’ı ablukaya alan devletlerin ne dediği belli değil. Sağda solda yuvarlak yuvarlak konuşuyorlar. Burada “sağda solda”yı bilhassa vurgulamak isterim, zira doğrudan doğruya Katar’la konuştukları yok. Katar’a aracılar vasıtasıyla ‘Sizin tam olarak şu şu hareketlerinizden şikâyetçiyiz’ yahut ‘Sizden tam olarak şunları şunları istiyoruz’ dedikleri de yok. Suudi Arabistan ve yoldaşlarının Katar’a hâlâ dört başı mamur bir şikâyet yahut alep listesi göndermediğini biliyor muydunuz? Üç başı mamur bir liste de göndermemişler.