Rusya ve İran destekli Esed rejiminin Doğu Guta’daki zulmü ayyuka çıkarken, Amerika Birleşik Devletleri’nin bu zulme dur diyeceği yönündeki beklentiler de ayyuka çıktı. Bence beyhude bir beklenti. Hele, “ABD nihayet Esed’siz bir Suriye için harekete geçecek” beklentisi… Suriye savaşının yedi yıllık tarihinde ABD’nin yaptıkları yapacaklarının ve yapmadıkları yapmayacaklarının teminatıdır. Rusya ve İran henüz sahaya inmediğinde bile Esed’i devirmek için kılını kıpırdatmayıp Suriye’nin kuzeyindeki alavere dalavere ile yetinen ABD şimdi niye Esed’siz Suriye diye tuttursun ki? İsrail ve dolayısıyla ABD için Suriye’de en iyi çözüm mevcut statükonun derinleşerek devam etmesi, yani çözümsüzlüğün kurumsallaşmasıdır. ABD Başkanı Donald Trump, bazı iç ve dış siyasi dengeler adına -geçen sene yaptığı gibi- Esed rejiminin mevzilerine birkaç füze attırırsa attırır; o kadar. Esed’siz bir Suriye projesinin varlığı veya yokluğu, onun alternatifinin hazırlanıp hazırlanmamasından belli olur. Esed’in köşeye sıkıştığı 2012-2013 yıllarında ne olur ne olmaz diye Suriyeli muhalif siyasetçilerin devrimci inisiyatiflerine göz kırpan ABD, sahadaki şartlar İran ve Rusya tarafından radikal bir şekilde değiştirilip Esed’in konumu güçlendikten sonra bir daha hiç oralı olmadı. Devrimciler Rusya ve İran’a rağmen şahlanıp Esed her an devrilebilirmiş gibi bir tablo oluşturmadıkça da oralı olmamaya devam eder. ABD bir gün –kendiliğinden- Esed’i devirmeye karar verecekse de, bu kararı ancak Suriye’deki kaosu besleyeceğine kani olduğu takdirde verecektir. ‘Esed gitsin demokrasi gelsin’ diye düşünmez ABD.