Miladi 16’ncı asırda Somali topraklarına Adal Sultanlığı vaziyet ediyordu. Bu İslam devletinin en yaman savaşçısı Ahmed Gurey veya nam-ı diğer Gazi Ahmed’di. Öyle yaman ki, Portekizlilerden aldıkları destekle Müslümanlara saldırıp duran ve Somali’yi istila etmeye yeltenen Etiyopyalıları geri püskürtmekle kalmadı, bir de Etiyopya’nın üçte ikisini fethetti.
Gazi Ahmed’in yamanlığını öpüp başımızın üstüne koyarken, tarihçilerin ittifak ettiği bir hususu da zikredelim: Etiyopya’nın üçte ikisini fetheden Gazi Ahmed, bunu, büyük ölçüde, Osmanlı Devleti’nin gönderdiği tüfekler ve askerî uzmanlar sayesinde başarmıştır. Ordusunda, savaşa aktif olarak katılan bir Osmanlı birliği dahî vardı.
(19’uncu asrın sonlarında Avrupalı sömürgecilerin karşısına dikilen Somalili direnişçilerin de Osmanlı’dan askerî yardım aldığı rivayet edilir.)
Somalililer Osmanlı’nın o yardımlarını, tarihlerinin en parlak sayfasındaki Osmanlı mürekkebini hiç unutmadılar. Daima şükranla anıyorlar Osmanlı’yı, Türkiye’yi. Kızlarına yaygın olarak verdikleri isimlerin arasında “Mekke” ve “Medine” ile beraber “İstanbul” da var.
Günümüz Somali devleti o güzel mazi için Türkiye’ye şükran duymakla kalmayıp, ‘Gelin burada askerî eğitim üssü kurun, eski güzel günlerdeki gibi doğru dürüst bir ordu kurmamıza yardım edin’ dedi.
***