Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açmayı düşündüğü “kıraathane”lerde Tatar Böreği olacak mı olmayacak mı? Erdoğan “olacak” dedi mi demedi mi? Bu konuyu önemsiyorum. Daha doğrusu, demokratik seçimler tarihimizin en yüksek tansiyonlu kampanya dönemlerinden birisi olması ve yeri göğü inletecek bir restleşmeyle bitmesi beklenen şu süreçteki tartışmaların böyle bir konuyla tatlıya bağlanmasını önemsiyorum. Tartışmanın tarafları -Erdoğan ve CHP’li rakibi Muharrem İnce- Tatar Böreği meselesini fevkalade dramatik edalarla tartışıyor olabilirler; ama ne gam, sonuçta Tatar Böreğinden bahsediyoruz… İstedikleri kadar dramatize etsinler, tatlı bir bahis. Zaten kampanya dönemi genel olarak da tatlı geçti. En azından acı geçmedi. *** Erdoğan ve AK Parti’nin seçim kampanyasında “beka meselesi”nin öne çıkması bekleniyordu. Başlarda öyle olur gibi olduysa da, sonradan ekonomik vaatler ve “Bay Kemal”li-“Bay Muharrem”li latifeler öne çıktı. Çok şükür. “Beka meselesi”ni öne çıkarmak, korkuyu öne çıkarmaktır; mevcudu kaybedebiliriz korkusuyla daha iyisine ve daha güzeline talip olmamayı telkin etmektir. Bundan bereketli bir dinamizm sadır olmaz.