Geçen senelerde Suriyeli mülteciler hakkında çok kışkırtıcı açıklamalar yapan, onları açıkça hedef gösteren Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir müddettir nispeten dikkatli ve yumuşak bir dil kullanıyordu.
Özetle, iktidara geldiklerinde Beşşar Esed’le anlaşıp bütün Suriyeli mültecilerin emniyet içinde ülkelerine dönmelerini sağlayacaklarını, onları davul-zurnayla yolcu edeceklerini söylüyordu.
Bunun -CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu tarafından da dile getirilen- imkânsızlığı bir yana…
Kılıçdaroğlu’nun Suriyeli mültecileri hedef göstermekten imtina eder hale gelmesi memnuniyet vericiydi.
Derken, 13 Mayıs 2022 tarihli bir tweetindeki şu cümleyle eskiye döndü ve hatta geçmişteki kışkırtıcı açıklamalarının da ötesine geçti CHP lideri:
“8 milyon sığınmacı Türkiye’nin cenaze namazını kılmaya çalışıyor.”
Tüyler ürpertici.
Mültecilerin Türkiye’yi öldürmek istediklerinden başka bir anlam çıkarılabilir mi bu cümleden?
Dikkat buyurun; Türkiye’nin cenaze namazını kılmaya “çalışıyor”muş mülteciler.
Yani hedef, irade, gayret söz konusu!
Bunu okuyan ve Kılıçdaroğlu’na itimat eden bir vatansever, Türkiye’yi öldürmeye azmettiklerine inandığı mültecilere saldırmaya kalkarsa ne olacak?
Dile, söyleme, üsluba dikkat, aman!
CHP’nin 2016 tarihli “SINIRLAR ARASINDA – İnsanlık Dramından İnsanlık Sınavına” başlıklı raporunda (da) deniliyor ki:
- Ülkemizdeki sığınmacı ve mültecileri hedef alan ve yabancı düşmanlığına yaslanan ırkçı, ayrımcı ve dışlayıcı söylem ve uygulamalara tolerans gösterilmemelidir. Suriyeli karşıtlığına ve nefret söylemlerine karşı önlem alınmalıdır.
- Medyada mültecilere yönelik kullanılan dilin, insan haklarına ve evrensel değerlere uygun olması sağlanmalıdır. Geri Gönderme Merkezlerine getirilen kişilere, kamplarda veya kamp dışında kalan sığınmacılara “suçlu” muamelesi yapılmamalıdır.
- Göçün ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerdeki kalkınma süreçlerine katkısı topluma anlatılmalıdır.
Budur.