İsrailli yönetici ve askerlerin Mavi Marmara gemisinde işledikleri suçlardan ötürü yargılanmaları için 2013’te -Mavi Marmara’nın bayrak devleti olan Komorlar adına- Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) müracaatta bulunulmuştu. UCM Savcılığı, “İsrail’in Mavi Marmara saldırısında savaş suçu işlediğini, Gazze üzerindeki etkin kontrolü devam ettiği için ’işgalci’ statüsünde olduğunu, Gazze Özgürlük Filosunda yer alan tüm katılımcıların uluslararası hukukta korunan sivil statüsünde olduğunu, İsrail’in ve askerlerinin Filo’daki yolcuların sivil olduğunu bildiği halde saldırıyı gerçekleştirdiğini” tespit etti; “İsrail’in meşru müdafaa tezlerinin tartışmaya değer olmadğı”na hükmetti; “hayatını kaybedenlerin otopsi raporları değerlendirildiğinde; baştan, ayaklardan, boyundan defalarca vurulduklarını ve en az 5 kişinin bitişik atış mesafesinden vurularak öldürüldüğünü” vurguladı. Gelgelelim, neticede ‘Bu suçları işleyen İsrailliler mahkememizde yargılanamaz’ dedi. Sebep? Mavi Marmara’da mağdur olanların ve ölenlerin sayısı UCM’nin yargı yetkisine girecek kadar yüksek değilmiş! *** Mavi Marmara avukatları bu skandal kararın değişmesi için UCM nezdinde yıllardır girişimlerde bulunuyor. Girişimler etkili oldu ve UCM konuyu yeniden görüşmeyi kabul etti. Geçen Çarşamba günü (1 Mayıs) UCM’de temyiz duruşması vardı. ‘Soruşturma açılsın mı açılmasın mı’ diye uzun uzun tartışıldı. Savcılık, ‘yetkisizlik’ iddiasında ısrar etti. Mavi Marmara avukatları buna itirazlarını dile getirdiler. Fakat tartışma sadece savcılıkla avukatlar arasında değil, aynı zamanda savcılıkla hakimler arasında geçti.