Bu ülkede demokrasiyi sadece kendileri için işleyecek sayan, kendilerine seçkinlik ve üstün kavrayış konumları biçen, 367 icadı gibi demokrasinin ruhunu ve işleyişini zehirleyen saçmalıkları o “kendileri için demokrasi” konforu uğruna ayakta alkışlayan, toplumun geniş kesimlerine tepeden bakmayı bir hak ve ayrıcalık olarak gören ve en kötüsü, kendilerini katıksız ve koşulsuz demokrat sanacak kadar da ipin ucunu kaçıran kesimler oldu. Bugün de varlar. Yarın da olacaklar. *** Yapacak bir şey yok. Gelgelelim, bu kesimlerin sözcülüğünü ve liderliğini yapan bir siyasetçinin vardığı düşünsel eşiğe bakmadan da olmaz. Benden önce illa ki yazan birileri olmuştur, ama değinmeden geçemeyeceğim. Geçilecek gibi değil çünkü. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Hürriyet’te Ahmet Hakan’a verdiği röportajda aynen şöyle demiş: “Gandi yürüdüğü zaman karşısında İngilizler vardı. Adamlar demokrasi kültüründen gelen bir anlayışa sahip oldukları için Gandi’nin yürüyüşünden etkilendiler, kayıtsız kalmadılar o yürüyüşe karşı. ” Hindistan’ın siyasal ve toplumsal tarihine yönelik bu derinlikli kavrayış konusunda diyecek bir şey bulamadım doğrusu.