Türk Hava Yolları’nda çok kısa bir süre önce yönetim katında önemli bir değişiklik yaşandı. Yönetim ve İcra Kurulu Başkanlığı’na Prof. Dr. Ahmet Bolat getirildi. Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilen Prof. Dr. Ahmet Bolat’ı ciddi, ağırbaşlı, çalışkan, konularına hâkim, ekip çalışmasına önem veren bir isim olarak tanıyorum. 2 Mayıs 2018 tarihinden bu yana Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nde (TUSAŞ) Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak da görev yapıyordu. Kendisi çok parlak bir eğitim geçmişine sahip.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Sanayi Mühendisliği alanında Lisans, Stanford Üniversitesi’nde Yöneylem Araştırması alanında Yüksek Lisans ve Michigan Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği alanında doktora yaptı. THY’ye 2005 yılında katıldı. 2012’den bu yana şirkette Yatırım ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapmaktaydı.
Bolat’ın lojistik, planlama, optimizasyon gibi konulardaki uzmanlığı bu dönem THY için büyük avantaj. Prof. Ahmet Bolat THY’de uçak filo planlaması ve yeni uçak alım kararlarında belirleyici pozisyondaydı. Bir havayolu şirketinin başarısında ve performansında uçak tipi seçiminin büyük önemi vardır. Körfez’de, Avrupa ve Asya’da çok sayıda kuruluş, yanlış tercihler ve hatalı planlamalar nedeniyle batma aşamasına geldi.
THY ise geçen süre zarfında iki büyük imalatçı Airbus ve Boeing arasında dengeli tercihlerine devam etti. Geniş gövde uçak seçiminde çift motorlu Airbus A330’ların yanı sıra Boeing 777 serileriyle devam edilerek verimli bir karar verildi. Modernize edilen filoya yine Boeing’den 787 Dreamliner, Airbus’tan A350 uçakları alındı.
Mühendislik açısından gerçekten etkileyici olan ve yolcular tarafından da merak uyandıran Airbus A380’e yönelmemek bana göre doğru bir tercihti. Hele şu pandemi sürecinde şirketlerin filolarını yatırdığı günlerde ilave bir işletme maliyeti ve borcun altına girilmiş olurdu.
Ahmet Bolat’ın ilk demecinde altını çizdiği gibi “THY 84 milyonun ortak markası”. Her yolcu çok kıymetli, her deneyimin değeri büyük. Bugüne kadar emek veren bütün yönetici ve çalışanların bu başarıda önemli katkısı var. Diğer taraftan gelinen bu önemli seviye, şirkete çok ciddi bir sorumluluk yüklüyor.