Başlıktaki bu oranın sizi şaşırttığını biliyorum, anlatayım. Önemli bir kurum düzenli olarak ülkedeki Avrupa Birliği’ne destek seviyelerini ölçüyor. Bunu anlamak için de kamuoyunda seçilmiş gruplara 3 soru soruyorlar. İlk soru, “Türkiye’nin AB’ye katılmasını iyi bir fikir olarak görüyor musunuz, fayda sağlayacağını düşünüyor musunuz?” Bu soruya katılımcıların yüzde 80’i “Evet” diyor.
Yüksek eğitim gruplarındaki kırılıma bakınca bu soruya “evet” diyenler yüzde 95’e kadar çıkıyor. İkinci soru, “Türkiye AB’ye üye olabilecek düzeyde bir ülke mi?” “Evet” diyenlerin oranı yüzde 55-60 dolayında. Son soru, “Bugünkü şartlar altında, mevcut AB’ye Türkiye’yi alırlar mı?” Buna “Evet” diyenlerin oranı ise sadece yüzde 10 seviyesinde kalıyor. Düzenli aralıklarla yapılan bu araştırmanın özet sonucu şu:
Türkler her türlü hayal kırıklığına rağmen Avrupa Birliği hedefinden vazgeçmiş değil. Aslında bu sonuç, geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapan ve özetle “Türkiye’nin Avrupa istikameti değişmedi. Geleceğimizi başka yerde aramıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da elini güçlendirecek nitelikte… 2020, Türkiye- AB ilişkilerinin çoğunlukla sorunlu geçtiği ve pek ilerleme sağlanamadığı bir yıl oldu.
Sıcak konu başlıklarını şöyle sıralamak mümkün:
Ankara bu dönemde AB ile mevcut sorunları aşmak ve yeni bir başlangıç yapmak üzere ortaya bir niyet koydu. Ankara, ABD’de Başkan seçilen Joe Biden’ın göreve başlayacak olmasını Türkiye’nin katılımıyla Trans Atlantik ilişkilerin güçlenmesi için bir fırsat olarak değerlendirmek istiyor. Ankara’da bu konuda bir önyargı ve kötümser bir hava yok.