Türkiye, Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerini korumak için bir dizi önemli adım atıyor. Kıbrıs’tan Libya’ya kadar uzanan binlerce kilometrelik alanda hava ve denizde varlık ortaya koyabilmek gerekiyor. Deniz Kuvvetleri’nin ihtiyacı olan çeşitli tipte gemilerin inşası büyük bir hızla devam ediyor. Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini satın alması sonrasında ABD, ödemeleri gerçekleştirilen F-35 uçaklarını teslim etmemeye karar verdi. Oldukça belirsiz ve karmaşık bir durum ortaya çıktı. F-16 savaş uçakları çok uzun süre Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) omurgası durumunda görev yaptı.
Açık söylemek gerekirse TSK bu uçağı dünyada en başarılı ve verimli kullanan güçlerin başında geliyor. O kadar ki Azerbaycan’dan Irak’a, Libya’dan Suriye’ye nerede bir kuvvet kullanımı gerekse F-16’lar havalanıyor. Yüksek seviyede bakım, mühendislik ve teknik destek sayesinde bu uçakların ömrü uzatıldı. TSK bir taraftan da FETÖ ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle tutuklanan, yargılanan veya Hava Kuvvetleri’nden uzaklaştırılan F-16 pilotlarının boşluğunu doldurmaya çalışıyor.
Diğer taraftan hiç bitmeyen terörle mücadele ve güvenlik operasyonları devam ediyor. Türkiye bir Hollanda, Belçika, Almanya değil. Dört bir yanı sorunlu komşular ve sıkıntılarla çevrili. Bu nedenle sözünü ettiğim uçaklar çok ağır bir tempoda uçuyor. Her askeri sistem gibi F-16’ların da teknolojik ömrü var. Hızla bu limitlere yaklaşıyoruz… ABD F-35 kararından geri adım atmayacaksa ki bu konuda tutum değiştireceklerine dair en küçük işaret yok, o zaman Türkiye’nin bunun yerini dolduracak bir uçak bulması gerekecek.
F-35 birden fazla uçağın görevini yerine getirebilmesi, havada adeta uçan bir teknoloji üssü niteliğine sahip olması nedeniyle çok önemliydi. Dünyada şu anda F-35’in yerini doldurabilecek başka uçak yok. Türkiye’nin hedefi, teknolojik bağımlılıktan kurtulabilmek ve kendi uçağını uçurmak. Bunun için uzun süredir ciddi çaba harcanıyor.
TUSAŞ, geleceğin teknolojilerini barındıracak Milli Muharip Uçak (MMU) için hummalı bir çalışma içinde. Motor ve diğer hassas parçaların temini konusunda ilave sorun yaşanmazsa MMU’nun tam kapasite ile kullanılabilmesi ancak 2030’lu yıllarda mümkün olacak. Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir geçtiğimiz günlerde önemli bir açıklama yaptı ve özetle şu bilgileri paylaştı:
1- Ara çözüm olarak, geçici bir uçak tipi üzerinde durulmayacak.