İstanbul’un öteden beri renkli ve otantik bir yapısı vardır, sıkıcı değildir. Sürprizlerle doludur. Gelen ziyaretçiler Batı ile Doğu kültürlerini bir arada buldukları için genellikle unutulmaz izlenimlerle ülkelerine dönerler.
Ancak son yıllarda şehrin genelinde Ortadoğu görüntüsü ağır basar oldu. Hele İstanbul Boğazı, İstiklal Caddesi, Taksim ve Sultanahmet gibi şehrin çok önemli markası olarak kabul edilen güzergâhlarda.
İstanbul’a gelen ziyaretçilerin severek gittiği Galatasaray Adası (Suada) yıkık durumda. Korkunç bir terör saldırısı yaşadığımız Reina da kapalı olduğu için Boğaz’daki uluslararası eğlence niteliğindeki mekânların sayısında ciddi bir azalma meydana geldi.
Yüksek gelir grubundan ziyaretçiler Boğaz’ın önemli bir kısmından çekildi. The Four Seasons, Çırağan Hotel, Les Ottoman, Swissotel’e kadar olan bölgede turist var.
Fakat buradan itibaren âdeta görünmeyen bir hat oluşmuş. Turist, Sarıyer istikametine geçmiyor. En fazla Bebek’ten geri dönüyor. Daha genç bir kesim ise sadece Karaköy, Nişantaşı Moda ve Kadıköy’deki mekânlara gidiyor.
Şehrin Anadolu yakasındaki marka balıkçılar dışında Boğaz hattının önemli bölümünde artık sadece Arap ülkelerinden turistler görülüyor.