Dış politikayı uzun yıllardır takip eden bir gazeteci olarak beni en fazla heyecanlandıran şeylerden biri, deneyimli Türk diplomatların uluslararası kurumlarda etkin görevlere gelmesi oldu. Türkiye kendisini anlatamayan, ayrıca ciddi olarak önyargılar ve haksızlıklarla karşılaşan bir ülke. Saygın isimlerin ciddi kurumlarda yönetimde bulunmalarının bu durumu değiştireceğine inandım. Çoğunlukla öyle de oldu. NATO’da, Avrupa kurumlarında böyle iyi örnekler var.
Afganistan’daki uluslararası güçte Hikmet Çetin önemli bir rol üstlenmişti. O dönemde Kâbil’de kendisiyle röportaj yapmıştım. Büyükelçi Tacan İldem de NATO-Türkiye ilişkilerine uzun süre ciddi katkı verdi. Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı genel sekreterliğini yürüttü. Kendisi bu göreve gelen ilk Türk vatandaşıydı diye hatırlıyorum. Türkiye ile ilgili hayli önyargılı olan bir ülkeler topluluğuna Ankara’nın tezlerini aktarmaya gayret etti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da uzun süre Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanlığı’nı yürütmüştü. O dönemde kurduğu yakın ilişkiler Türkiye diplomasisine katkı sağladı. Geçen yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurul Başkanlığı’na getirilen Büyükelçi Volkan Bozkır da çok başarılı bir yönetim ortaya koydu. Üstelik insanlığın son yüzyılda karşılaştığı en büyük felaketlerden biri olan pandeminin bütün uluslararası temasları neredeyse sıfırladığı bir ortamda.
Volkan Bozkır uzun yıllardır tanıdığım ve çok saygı duyduğum bir isim. Devletin çeşitli kademelerinde ve Dışişleri Bakanlığı’nda uzun bir kariyeri var. Çeşitli başkentlerde büyükelçilik yaptı. Avrupa Birliği Bakanı olarak da birikimini AB müzakere sürecine taşıdı. Volkan Bozkır, Birleşmiş Milletler Genel Kurul Başkanlığı’nda da farklı kesimlerin övgüsünü kazanan bir çalışma temposu ortaya koydu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan özellikle BM çerçevesinde etkinliğin önemini “Dünya beşten büyüktür” ifadesiyle sık sık dile getiriyordu. Bozkır’ın ülkemiz adına kazandırdıkları, hayatın diğer alanlarında olduğu gibi diplomaside de liyakat esaslı görevlendirmelerin önemini gösteriyor.
MANSUR YAVAŞ’IN ÖDÜLÜ