Intercity İstanbul Park pistinde gerçekleştirilen Formula 1 yarışı, pandemi gibi olağanüstü zor şartlar altında düzenlenmesine rağmen güzel bir iz bıraktı. Türkiye’nin organizasyon becerisinin görülmesi bakımından da oldukça faydalı oldu. Formula 1, olimpiyatlar ve futbol şampiyonaları ile birlikte dünyada en fazla takip edilen sportif etkinliklerden biri durumunda. Bir yanda otomobil teknolojisinin geldiği düzey, diğer tarafta yarışçıların performansı, çok önemli bir yerinde de düzenleyicilerin sunduğu imkânlar vitrine çıkıyor. Yarışların tekrar Türkiye’de düzenlenmesi, otomobillere ve motor sporlarına gönül veren Vural Ak’ın da büyük hayaliydi. Formula 1, o kadar büyük bir endüstri ki, yarışın kendisi kadar paralel planda giden çok boyutu var. Promosyonlar, reklamlar, otomotiv şirketlerinin ve sporcuların yaptıkları büyük ilgiyle takip ediliyor. İşin görsel şov boyutu da öyle. Televizyon yayınlarının yanı sıra diğer mecralardan gerçekleştirilen yayınlar ve paylaşılan bilgileri toplayınca ortaya müthiş bir etkileşim çıkıyor.
Biz Türkiye olarak otomobil üretiminde ve motor sporlarında Avrupa ülkeleri kadar köklü bir geçmişe sahip değiliz. Ancak sevdiğimiz işlere çok hızlı konsantre olabiliyoruz. Sektöre geç girmemize rağmen bugün Avrupa’nın en büyük 6 üretim merkezinden biri durumundayız.