Kudüs’ün statüsü, Filistinlilerin hakları, Rohinga Müslümanları, afet bölgelerine yardım, Somali’ye uçak seferi, Balkan ülkelerine okullar… Liste uzayıp gidiyor. Müslümanların yaşadığı coğrafyada ne kadar mesele varsa koşan, yardım elini uzatan tek ülke Türkiye. Türkiye bu adımları karşılık beklemeden atıyor, insani dayanışma, etik, vicdan gibi hassasiyetleri ön planda tutuyor. Afetlerde dara düşenler yanında Kızılay’ı buluyor, insani kalkınma projelerinde desteğe ihtiyacı olanlar TİKA’yı…
Türkiye ise yardıma ihtiyacı olduğu konularda yapayalnız. Ben dişe dokunur tek bir konuda bile Arap Birliği’nin Ankara’nın yanında durduğunu hatırlamıyorum. İslam İşbirliği Teşkilatı da pek farklı durumda değil.
★
Türkiye’nin dünyada en fazla destek beklediği konuların başında Kıbrıs gelir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni şu ana kadar İslam ülkeleri tanımadığı gibi Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarıyla ilgili tartışmada bile Rum Kesimi’nin yanında saf tuttular. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkeleri karşısında Ortadoğu’nun geleceğini ilgilendiren birçok hayati konuda ciddi zorluk yaşayan Türkiye, İslam ülkelerinden en küçük bir diplomatik destek görmüyor. Varlıkları Washington ve AB’ye bağlı olan Arap yönetimleri Türkiye için Batı başkentleriyle kötü olmak istemiyor.
★
Türkiye’nin en fazla ihtiyaç duyduğu yatırım alanında da yoklar. Her türlü siyasi soruna rağmen, bugüne kadar en fazla doğrudan yatırım Avrupa’dan geldi. 2002-2018 arasında Türkiye’ye gelen 209 milyar dolarlık doğrudan yatırımın (FDI) yüzde 70’i AB kaynaklı. Ortadoğu’da en büyük mali birikime sahip Suudi Arabistan, Kuveyt, Bahreyn gibi ülkelerin yatırımları devede kulak gibi kalıyor. Türkiye’nin kardeş olarak kabul ettiği ve her türlü zorlukta elini uzattığı Katar’dan gelen yatırım bile oldukça mütevazı düzeyde.