Ülkeler arasındaki ilişkilerin düzeyi ne olursa olsun büyükelçilerin diplomatik kabiliyetlerinin, iletişim becerilerinin ve çalışkanlık düzeylerinin bir fark yarattığına inanırım. Yakın geçmişte bunun çok örneğini sıralayabilirim. Diplomasiyi neredeyse 35 yıldır yakından izliyorum.
Bizim yurtdışındaki temsilcilerimiz için olduğu kadar Ankara’daki büyükelçiler için de rahatlıkla bir performans karnesi yapabilirim. Bugünlerde ABD’nin Ankara’daki diplomatik misyonunda önemli bir değişiklik yaşanıyor. Görev süresi sona eren Büyükelçi David Satterfield, Ankara tarihinde gelmiş geçmiş en sessiz diplomatlardan biri olarak hatırlanacak.
Bu kadar diplomatik faaliyeti izledim, neredeyse hiçbir yerde karşılaşmadım kendisiyle. Herhangi bir televizyon yayını veya geniş katılımlı bir medya buluşması hatırlamıyorum. Kamuoyuna yansıyan pek fazla açıklaması da olmadı. Düşük profilde kalmayı tercih mi etti yoksa Washington’dan gelen işaretler “fazla öne çıkma, görünme, konuşma” şeklinde miydi, bilemiyorum.
İstanbul’dan Ankara’ya uçarken tesadüfen karşılaşmış ve “Merhaba Türkiye’ye hoş geldiniz. Siz de önceki büyükelçiler gibi Türkçe öğreniyor musunuz, basın buluşmaları düzenleyecek misiniz?” diye sorduğumda kısaca “Hayır” yanıtı almıştım. Şu sıralarda Ankara’da veda turlarını tamamlayan Satterfield, ABD’nin Afrika Boynuzu Özel Temsilciliği’ni yürütecek.